Bir şeyin adını koymak etiketlemek değildir. Biyolojik olarak canlılar omurgalı, omurgasız veya tek hücreli, çok hücreli olarak tanımlanır ve sınıflandırılır. Tüm bu tanım ve sınıflandırmalar bir etiketleme değil olan bir durumun olduğu gibi tanımlanmasıdır.
İşte Enneagram/Dokuz Mizaç Modeli de gerçeklikle örtüşen bir sınıflandırma ve tanımlamadır. Dokuz Mizaç Modeli’nde insanlar mizaç yapıları itibariyle dokuz farklı yapıda olup bu yapılar rakamlar ile sembolize edilmektedir. Bu sistem ne bir etiketleme ne de insanları bir kalıba sokmadır.
Dokuz Mizaç Modeli, var olan bir gerçeği tanımlamaya çalışmaktadır.
Kişinin temel mizaç yapısı sonradan değişmez. Kişi hayatı boyunca bu mizaç yapısı zemininde yaşar. Ancak kişinin bu mizaç yapısı üzerinde şekillenen ve dinamik olan kişiliğinin hangi (sağlıklı-ortalama-sağlıksız) düzeyini sergileyeceği hayat boyunca değişim gösterebilir. Yani kişi hayatının bazı dönemlerinde mensup olduğu mizacın sağlıklı, bazı dönemlerinde ise sağlıksız kişilik özelliklerini sergileyebilir. Temel mizaç özellikleri herhangi bir olumsuzluk içermez. Ancak, bu mizaç yapısı doğru yönetilemediğinde ve aşırılık tuzağına düşüldüğünde problem ve riskler ortaya çıkabilir.
Anne ve babanın mizaç tipleri ile çocuğun mizaç tipi arasında anlamlı, kurallı ve algoritmik bir bağ ve ilişki tesbit edilememiştir. Bu konudaki kesin yargı geniş bir örneklem ve genetik araştırmayı gerektirmektedir. Ancak şu ânki bilgilerimiz doğrultusunda şunu söyleyebiliriz:
Çocuğun mizacı anne veya babadan herhangi birinden tamamen farklı bir yapıda olabilmektedir. Bir diğer ifadeyle; çocuğun mizaç yapısı anne veya babadan herhangi birine benzeyebileceği gibi her ikisinden de farklı olabilmektedir.
Hiçbir mizaç yapısı bir diğerinden daha iyi, daha avantajlı, daha şanslı olarak değerlendirilemez. Herbir mizacın kendisine has “avantajları ve potansiyel riskleri” vardır. Bir özellik açısından avantajlı olan bir mizaç yapısı, bir diğer açıdan dezavantajlı olabilir.
Evet. Bir kişi; mizaç çekirdeğinde olan bir özelliği çeşitli etkenlere bağlı olarak sergilemiyor olabilir. Bu durum; çocukluk döneminde bir baskılanmaya, eğitim ve kültürel faktörlerin engellemesine veya sağlıksız sürece bağlı olarak gerçekleşebilir. Örneğin; mizaç çekirdeğinde duygusallık ve duygusal paylaşım eğilimi olan 2 mizaç tipindeki bir kişi; sosyal ve kültürel sınırlamalar nedeniyle bu duygusallığını baskılayabilir ve ifade etmekten kaçınabilir.
Hayır, tıpatıp aynı değildir. Aynı mizaç yapısına sahip olsa da her bir bireyin etkileşim içinde olduğu (kültür, çevre, eğitim, yaşadığı olaylar v.s.) faktörler birbirinden farklıdır. Dolayısıyla aynı mizaç yapısına sahip olsalar da sergileyecekleri “kişilik tutum ve görünümü” farklılıklar taşıyacaktır. Dolayısıyla bu ayrıntılar dikkate alındığında her bir kişinin “kişilik özellikleri” farklılık taşıyabilir.
Nasıl ki elma çekirdeklerinden ancak elma ağacı olur. Ancak herbir elma ağacı ve meyvesi bir diğerinden farklıdır.
Bu anlamda hiç kimse bir diğerine tıpatıp benzemez; her bir kişi bir diğer kişiden farklı ve biriciktir. Ancak bu farklılıklarla beraber; motivasyon, algılama önceliği, olguları ve bilgiyi işleyiş tarzı itibariyle “ortak özelliklere” sahiptirler.
Evet; ilk bakışta bu model, aşırı bir indirgeme ve sınırlandırma gibi görünebilir. Ancak bütün yönleri ve ayrıntıları dikkate alındığında ilk bakışta sanıldığı kadar basit olmadığı görülecektir. Nasıl ki; çevremizde binlerce renk tonu vardır ancak bu binlerce renk, üç temel renkten oluşur. Sarı kırmızı, mavi. Dünyada gördüğümüz binlerce renk tonu bu üç temel renk kümesinde tanımlanabilir.
İşte bu örnekteki gibi; dünyadaki milyarlarca insan da en temelde dokuz farklı mizaç tipine ayrılır. Kanat etkileri dikkate alındığında, bu sınıflandırma 27’ye çıkar. Sağlıklı- ortalama- sağlıksız düzeyler, alt tipler, kanat etkilerinin güçlü veya zayıf olması, kişinin yaşadığı olaylar gibi farklar ve ayrıntılar dikkate alındığında çeşitliliğin ne kadar çok olacağı apaçıktır. Dolayısıyla aynı mizaç tipine sahip tüm bireyler; birbirinin tıpatıp aynısı değildir. Kanadın etkisi ve gücü, sağlıklı veya sağlıksız halde olmak, yaşanan olayların kişide meydana getirdiği etkiler, sosyal ortamların farklılığı, kültürel etkiler, eğitim ve kendini geliştirme gibi faktörler; aynı mizaç tipine sahip olan insanlar arasında önemli farkların oluşmasına neden olur. Bu çeşitlilik enneagramda dikkate alınmakta ve öngörülmektedir. Dolayısıyla son tahlilde, her insan biriciktir ve bir eşi yoktur. Ancak benzersiz nitelikteki insanlar, belli ortak noktalar dikkate alınarak belli başlıklar sınıflandırılabilirler. İşte enneagram böyle bir sınıflandırmadır.
Öncelikle kendi psikoljimizi; temel arayışlarımızı, ana ihtiyaçlarımızı, savunma mekanizmalarımızı, nelerden kaçındığımızı, tepkilerimizin nedenlerini, gelişim basamaklarımızı, stres ve rahatlama nedenlerimizi en geniş şekilde anlamamızı sağlar. Aynı zamanda ilişkili olduğumuz insanları daha doğru şekilde anlamamızı ve davranışlarının altında yatan nedenleri kavramamızı sağlar.
İlişkilerimizde daha doğru bir tutum takınabilmemizi, muhatabımızın imkan ve kabiliyetleri ölçüsünde beklentilerimizi belirlememizi sağlar. Muhatabımızın yapısını ve hayatı algılayış tarzını anlamak da, daha sağlıklı bir iletişim imkânını bize kazandırır.
Çünkü kişilerarası her türlü ilişkideki en temel hata; herkesi kendimiz gibi zannetmemiz, dolayısıyla da bizim gibi olmayanları anlamıyor olmamızdır.
İletişim; insanların karşılıklı konuşmasından daha fazlasıdır. Gerçek iletişim; muhatabımızın yapısını, ihtiyacını, anlayışını ve motivasyonlarını bilerek ve hesaba katarak, buna uygun tarzda konuşmayı ve davranmayı gerektirir. Muhataplarımızın farklılıklarına ve yapılarına göstereceğimiz ilgisizlik; hem bir tür bencillik hem de bir çeşit körlük olacaktır.
Bu mizaç yapılarını anlamak; hem kendimizi hem muhatabımızı anlayıp geliştirmemize gerçekçi bir zemin ve imkân tanıyacaktır. Kendi mizaç ve kişiliğinin bütün avantaj ve dezavantajlarını tanımayan insan, farkına varmadan kendi hapishanesini inşa eden ve kendini o hapishaneye kapatan mahkûm gibi olacaktır.
Enneagram/Dokuz mizaç modeli; iş hayatında daha iyi bir verimlilik ve uyum sağlamakta, tüm ilişkilerde ve özellikle de evliliklerde birbirimizi anlamakta, ebeveyn ve çocuk arasında daha olumlu bir süreç geliştirmekte kullanılabilir.
Enneagram/Dokuz mizaç modeli; iş hayatında daha iyi bir verimlilik ve uyum sağlamakta, tüm ilişkilerde ve özellikle de evliliklerde birbirimizi anlamakta, ebeveyn ve çocuk arasında daha olumlu bir süreç geliştirmekte kullanılabilir.
Herkesi kendimiz gibi zannetme, muhatabımızı anlayamama, verimsiz iletişim tarzları ve yanlış anlamaları önleme açısından çok önemli bir bilgidir. Kısaca;
Bizim Hakkımızda Ne Söylüyorlar?